Dışlanmış Gezegen : Plüton

(2015 yılında NASA’nın New Horizons sondası tarafından elde edilen Plüton’un kuzey yarım küresinin gerçek renkli görüntüsü)

İnsanların yüzyıllardan beridir gözlerini alamadığı, canı sıkkın olduğunda, mutlu olduğunda, aşık olduğunda veya kendini yalnız hissettiğinde yüzünü çevirdiği muhteşem bir yer var. Uçsuz bucaksız mavi gökyüzü… Görülebilen onlarca yıldızın içerisinde aslında insanlar kadar kendisini yalnız hisseden, dışlanmış biri varsa bu kesinlikle Plüto olurdu. Halbuki keşfedilmesi dünyada büyük yankı uyandırmış ve isminin koyulması için kendisinin keşfedildiği gözlemevine binden fazla isim önerisi gelmişti. İsmini on bir yaşında Oxford’lu  gök bilimin yanı sıra klasik mitolojiyle de ilgilenen bir öğrenci olan Venetia Burney (1918–2009) tarafından konuldu. Plüton’un da muhtemelen karanlık ve soğuk bir gök cismi olduğunu düşündüğü için bu yeni cisme klasik mitolojide yer altı dünyasının tanrısı olarak kabul edilen “Plüton” adını önerdi. Bu fikir Oxford Üniversitesinde eski bir kütüphaneci olan dedesi Falconer Madan ile yaptığı bir sohbet sırasında aklına gelmişti ve ismin oy birliği ile seçilmesi sonucunda da dedesinden 5 paunduk harçlık bile almıştı.

Plüto keşfedildiği ilk yıllarda kendisini keşfeden astronomlar kendisini X gezegeni sandılar. (Astronomlar için X gezegeni veya Planet X gezegeni terimi uzun yıllardır astronomide varlığı tartışma konusu olan ve güneş sisteminin ötesinde olabileceği düşünülen bir gezegeni ifade eder. Bu kavram, 19. yüzyılın sonlarından itibaren astronomlar arasında, Neptün ve Uranüs’ün yörüngelerindeki düzensizlikleri açıklayabilecek bilinmeyen bir gezegenin var olabileceği fikrine dayanarak ortaya çıkmıştır.) Gerçekten de  “Planet X” fikri, 1930’da Plüton’un keşfiyle bir süreliğine ilginin kaybedilmesine neden oldu. Fakat ilgiyi bir süre kendisine çekmesi sorunları beraberinde getirdi. Plüto’nun çok küçük oluşu ve kendisine yakın devasa gaz ve toz bulutlarının yörüngesindeki sapmayı tam olarak açıklamaya yetmedi. Kütlesinin azlığı kendisini keşfeden  Percival Lowell’in “ Planet X” düşüncesi üzerinde kuşkularını ortaya çıkardı. 20.yüzyılda Plütonun kütlesi tam olarak hesaplanmaya çalışılsa da başarılı olunamadı ve en sonunda  Uranüs’ün yörüngelerindeki tutarsızlıkların sonucunda net hesaplanamamakla beraber kabaca Dünya’nın kütlesinin %0,2’sine tekabül edeceği kabul edildi.

1992’de Myles Standish, Voyager 2’nin 1989’da Neptün’e yaptığı uçuşlar sonucunda elde ettiği bilgileri kullanarak Uranüs’ün çekim gücünün Plüton’a etkisini saptadı ve bu saptamalar  Plüton’un kütlesinde %0,5’lik bir değişim yapılması gerektiğini ortaya koydu. Bu bilgiler, Güneş Sistemi’nde yeni bir X gezegeni olması gerektiği düşüncesini de ortadan kaldırmış oldu. Bunun yanında, Lowell’in 1915’te hesaplarınca olması gerektiğini düşündüğü X Gezegeni’nin verileri; bugün Plüton’un konumlandırılışı ile örtüşmekte olsa bile Ernest W. Brown bunun bir rastlantı olduğunu ortaya koymuştur.

(Hubble Uzay Teleskobu’ndan Plüton görünümü)

Plüton’un yörüngesinin Neptün’e bağlı olması ve bu gezegenin diğer gezegenlere oranla çok küçük olması sebebiyle gezegen olarak görülmemesi, X Gezegeni fikrinin ortadan kalkmasına katkı sağlamıştır. Ayrıca Kuiper Kuşağı’nda 70.000’e yakın plütonsu gök cisminin bulunuşu da Plüton’u yalnızca Kuiper’in bir üyesi olarak görmek gerekliliği beraberinde getirmiştir. Hatta 2005’te keşfedilen Eris adlı cismin, Plüton’dan daha büyük olduğu sonucuna varılmıştır. Tüm bunlardan sonra Plüton, 2006 Prag’da gerçekleştirilen Uluslararası Astronomi Birliği toplantısında gezegenlikten çıkarılmış ve cüce gezegen sınıfına koyulmuştur. Plüton 2008’de alınan yeni bir kararla bu sınıftan da alınarak Plütonumsu sınıfına yerleştirilmiştir.

Bu kadar ilgi odağı olmuş bu cüce gezegenin kütlesi 1.31×1022 kg olan bu kürecik Dünya’mızın yaklaşık olarak 0,002’sine denk gelmektedir. Çapı 2.306 (+/- 20) km olan Plüton bu değerle birlikte yaklaşık olarak Ay’ın %66’sı kadar olduğu düşünülmektedir. Evet düşünülmektedir diyoruz çünkü Plüton’un atmosferi; katı kütlenin küçüklüğünden dolayı kesin olarak tahmin edilememektedir.Bu cüce gezegen Plüton’un  hesaplanan çapı yaklaşık olarak  2.377 kilometredir, yani bu rakam cüce gezegenin Dünya’nın uydusu Ay’dan bile küçük olduğunu ispat etmektedir. Hatta Amerika Birleşik Devletleri’nin kıtalar arası genişliği bile Plüton’dan daha fazladır. Plüton’un yüzeyi, büyük ölçüde nitrojen, metan ve karbonmonoksit buzlarından oluşur. Ayrıca, “Sputnik Planitia” adı verilen kalp şeklinde büyük bir buz tabakasıyla ünlüdür. Bu alan, Plüton’un New Horizons görevi sırasında çekilen ikonik fotoğraflarından biriyle bilim dünyasına tanıtılmıştır. Plüton, diğer gezegenlerin çoğunun aksine, ters yönde, yani saat yönünde dönüyor. Bu özelliği, “retrograd” hareket olarak adlandırılır ve Güneş Sistemi’nde Venüs ve Uranüs dışında nadir görülen bir davranıştır. Plüton’un yörüngesi, diğer gezegenlerin çoğundan daha eliptik ve eğimlidir. Bu nedenle zaman zaman Neptün’den daha Güneş’e yakın olabilir. Ancak Neptün ve Plüton’un yörüngeleri birbiriyle çakışmaz, çünkü yörünge eğimleri bu iki gök cisminin çarpışmasını engeller. Plüton, donmuş bir yüzeye sahip olmasına rağmen ince bir atmosfere sahiptir. Bu atmosfer, nitrojenden oluşur ve metan içerir. Ancak Güneş’e yaklaştığında atmosferi ısınır ve yüzeyindeki buz buharlaşarak bir gaz tabakası oluşturur. Güneş’ten uzaklaştıkça ise bu atmosfer tekrar donar ve yüzeye geri düşer. Plüton’un en bilinen uydusu, 1978’de keşfedilen Charon’dur. Ancak Charon’dan başka dört küçük uydusu daha vardır: Nix, Hydra, Kerberos ve Styx. Charon, Plüton’un neredeyse yarısı büyüklüğünde olduğu için, bu ikili bir “çift cüce gezegen” sistemi olarak da değerlendirilebilir. Sonuç olarak Plüton’un Güneş Sistemi’ndeki küçük ama önemli yeri, onu hem amatör hem de profesyonel astronomlar için heyecan verici bir keşif alanı yapmaya devam etmektedir. Cüce gezegen statüsüne geçişi ona olan ilgiyi azaltmamış, aksine derinleştirmiştir.

(Plüton sistem diyagramı: Plüton, Niks, Hidra ve Charon)

Tacı olan tatlı bir iblis.

Ayperi Irmak ÖZER avatarı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir