Osmanlı Devleti’nde zevk ve sefa dönemi olarak tanımlanan Lale Devri’nin sonunu hazırlayan isyandır. Ayaklanma günlerce sürmüştür. Sadrazam İbrahim Paşa idam edilmiştir. Ayaklanmanın sonunda III. Ahmet tahttan indirilmiş yerine I. Mahmud tahta geçirilmiştir.
Lale Devri
1718-1730 yılları arasında Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu zevk ve sefa dönemi olarak nitelendirilen dönemdir. Pasarofça Antlaşması ile birlikte Osmanlı Devleti sulh içine girmişi devlet, uzun bir süre savaştan uzak kalmıştır. Lale Devri dönemi huzur dönemi olarak bilinir. Osmanlı Devleti için yenilenme dönemi olan bu dönem beraberinde olumlu ve olumsuz sonuçlar getirmiştir.
- İlk Türk matbaası açılmıştır. Dünya dillerinden çeviriler yapan Tercüme Komisyonu kurulmuştur.
- Yeni kütüphaneler açılmıştır.
- Uzun süredir ihmal edilen çinicilik tekrar canlandırılmıştır.
- Kağıt ve kumaş imalathaneleri açılmıştır.
- Tulumbacılar Teşkilatı kurulmuştur.
Patrona Halil İsyanı sırasında hayatını kaybeden dönemin şâiri Nedim’e ait şu dörtlük Lale Devri’ni anlatır:
Gülelim oynayalım kâm alalım dünyâdan
Mâ’-i Tesnîm içelim Çeşme-i Nev-peydâdan
Görelim âb-ı hayât akdığın ejderhâdan
Gidelim serv-i revânım yürü Sa’d-âbâd’a
Gülelim, oynayalım, dünyadan murat alalım,
Yeni yapılmış çeşmeden cennet suyu içelim.
Ejderhanın ağzından ölümsüzlük suyunun aktığını görelim,
Yürü ey servi boylum Sâdâbâd’a gidelim.

Ayaklanmanın Nedenleri
III. Ahmet saltanatında sadrazamlık yapmış olan Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın Avusturya Savaşı sırasında göreve gelmesiyle barış istemesi Pasarofça Antlaşması’nı beraberinde getirmiştir. Antlaşma sonucunda Belgrad, Banat Yaylası Avusturya’ya; Bosna, Dalmaçya ve Arnavutluk kıyıları Venedik’e verilmiştir. Avusturya mağlubiyeti sonrası istemeyerek de olsa izlenilen barış politikası gaza yanlısı Osmanlı devlet adamlarının, Yeniçeri Ocağının ve toplumun tepkisine yol açmıştır. Öte yandan uzun süredir düzenlenen seferler sonucu oluşan mali sıkıntılar, savaş döneminde yürürlüğe giren vergilerin savaş sonrası devamlı hale gelmesi halkın ve esnafın belini bükmüştür.
Pasarofça Antlaşması ile ”Lale Devri” diye adlandırılan dönem başlamış, Sâdâbâd ve Çırağan’da günlerce süren eğlenceler düzenlenmiştir. Fransa’ya elçi olarak giden Yirmisekiz Mehmet Çelebi Avrupa’dan teknolojik gelişmeler yerine peyzaj ve bina mimarilerine dair planlar getirmiştir. Buna bağlı olarak lüks, sefahat ve israf had safhaya ulaşmıştır. III. Ahmet ve diğer devlet yöneticilerinin israfta birbirleriyle yarışmaları, Ramazan ayında dahi düzenlenen şenlikler geleneksel olarak yaşayan halkın ve din adamlarının tepkisine yol açmıştır. İsraf ve harcamalar sürerken yapılan masrafların karşılanması için yeni vergiler getirilmiştir.
Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın devlet kademelerine akrabalarını getirmesi, diğer devlet adamlarının tepkisine yol açmıştır. Paşanın başlattığı zevk ve sefa devriminden rahatsız olan, yenilikleri ve batı ıslahatlarını israf olarak gören devlet adamlarının Yeniçeri Ocağını kışkırtıp İbrahim Paşa’ya karşı olmaları sağlanmıştır.

İsyan
28 Eylül 1730 Perşembe günü Patrona Halil önderliğindeki grup, esnaflarla konuşarak kepenk kapattırmış, halkın çoğunu yanına alarak isyanı başlatmıştı. Osmanlı’da resmi tatilin perşembe günleri olması sebebiyle isyan bu güne planlanmıştı. Padişahın, önemli devlet adamlarının ve askerlerinin İstanbul’un Suriçi denen bölgesinde olmaması isyanın önünü açmıştı. Başta tereddüt gösteren yeniçerilerin bir kısmı isyancı ekibe katılmışlardı.
Devletin kararsız tavırları isyancıların önünü açmış, isyancılar 37 devlet adamının adını saraya vermişti. İsyanın bastırılamayacağını anlayan III. Ahmet, Damat İbrahim Paşa ve bazı devlet adamlarını idam ettirerek isyancılara teslim etti. Sadabad Köşkü’nü yakan isyancılar şehri de harap etti. Talimatlarının yerine getirilmesinden sonra tehlikede olduğunu düşünen isyancılar III. Ahmet’in tahttan çekilmesini istediler. III. Ahmet kendisine ve ailesine zarar verilmemesi şartıyla tahttan çekilmeyi kabul etti ve tahta kardeşi II. Mustafa’nın oğlu Şehzade Mahmud’u getirmeye karar verdi.
