Taş plak adı geçince insanların aklına Hafız Burhan gelir. Gramofon Hafız Burhan, Hafız Burhan gramofon demektir. Peki Hafız Burhan kimdir?
23 Mayıs 1897’de İstanbul Aksaray’da doğmuştur. Kocamustafapaşa Rüştiyesi’ni bitirmiş, genç yaşta camilerde Kur’an ve mukabele okumaya başlamıştır. Düzenli bir musiki eğitimi görmemiştir. Hafız Burhan’da Sadettin Kaynak, Hafız Kemal ve öteki ünlüler gibi Cumhuriyet dönemi ”hâfız/hânende” kuşağının son temsilcilerindendir. Doğuştan gelen müzik kulağı, güçlü sesi çevresinin de dikkatini çekmiş ve takdirini kazanmıştır. Dini musiki olduğu kadar din dışı musikinin de bir icracısıdır, repertuarı oldukça geniştir.
Mikrofona ihtiyaç duymayan sesi kısa sürede parlamıştır. Rivayetlere göre boğazın bir ucundan okuduğu gazeller öbür ucundan duyulmuştur. Yaptığı plaklar o günün şartlarına göre satış rekorları kırmıştır. Okuduğu gazellerinin birçoğu günümüze ulaşsa da, dinleyenlerin heyecandan baygınlık geçirdiği mevlitleri ne yazık ki günümüze ulaşamamıştır.
Gençlik yıllarında İstanbul Radyosu’nun kuruluşunda görev almıştır. Dârütta’lîm-i Mûsikî kadrosunda çalışmış, Beşiktaş’ta bir plakçı dükkânı açarak Columbia şirketinin temsilciliğini yapmıştır.
Kaydettiği plaklarla Columbia şirketi, yüksek kazançlar elde etmiş ve bunun karşılığında Hafız Burhan’a bir otomobil hediye etmiştir. Bu da onu İstanbul’un ilk otomobil sahiplerinden biri yapmıştır.
Makber’i O Bestelemişti
Besteleyip doldurduğu en ünlü plak, Şair-i Azam olarak bilinen Abdulhak Hamid Tarhan’ın ‘’ Her yer karanlık pür-nûr o mevkî ‘’dizesiyle başlayan Makber şiiridir. Bu şiiri gazel tarzında müthiş bir duyarlıkla okumuş ve kendisinden sonra gelen sanatçılara da öncülük etmiştir. Makber, bu besteden sonra tüm zamanların en çok satılan plağı olmuştur.
Vefatı
1934’ yılında ‘’Sesyılmaz’’ soyadını alan Hafız Burhan, 18 Nisan 1943 tarihinde henüz 46 yaşında iken Fevzi Çakmak’ın kızının mevlidini okumak için gittiği Ankara Hacı Bayram Veli Camii’nde mevlit sırasında vefat etmiştir. Rivayetlere göre kalbi, mevlit sırasında çok tiz perdelerde gezindiği için dayanamamıştır. Cenazesi İstanbul’a getirilmiş ve Beşiktaş Yahya Efendi Haziresi’nde toprağa verilmiştir.
Hafız Burhan- O Siyah Gözlerini Bir Daha Olsun Göreyim.